Birçok iyi işler olduğunu düşündüğümüz işleri de Allah bir şekilde lütfetmiş. Bizi vesile kılmış. İçinde olduk. Yani ben kendi kendime şunun için ne kadar şükretsem azdır diyorum. Yani biz acaba ne iyilik yaptık ki, Allahu Teala bizi böyle bir işe vesile olarak, bizim böyle işlerin içinde olmamıza bir şekilde imkân vermiş. Yoksa biz Anadolu’dan gelen gariban bir Erzincanlı ailenin çocuklarıyız. Hepimiz aşağı yukarı böyle insanlarız. Yani öyle çok büyük imkanlarımız veya çok üst seviye zekaya sahip insanları, bir şeyleri keşfettik falan böyle değil. Dolayısıyla hani bu çok büyük bir şey. O yüzden ben yüz sene sonra da ilkeli, temiz, fikirleri farklı olabilir ama Müslüman kalmayı başarmış bir insan kitlesi tarafından yönetilen, hizmet üreten bir İLKE’yi hayal ediyorum. Gerçekten böyle bir şeyin ilklerinden olmak benim için çok büyük bir mutluluk.
Davut Şanver
İLKE ne yapmak istiyor? Bir kere biz sivil alanda faaliyetler yürütüyoruz. Bu sivil alanda faaliyet yürütürken gönüllülüğü, hayır odaklılığı kaybetmek istemiyoruz. Gönüllülük temel. Bu var olmaya devam etmeli. Sistematik, üretken bir şekilde, organize bir şekilde, sürdürülebilir bir şekilde faaliyetlerimizi sivil düşünce kuruluşu olarak sürdürmek istiyoruz. Biraz o tarafa doğru. Özellikle sivil düşünce kuruluşunun altını çizmek istiyorum. Beslendiği yerin ve durduğu yerin sivil alan olması ve oradan toplumsal dinamikleri gözeterek, değer sistemini gözeterek üretim yapmasını önemseyen bir topluluğuz. Dolayısıyla gelecek yıllarda İLKE’nin biraz odaklanacağı konu bu olacaktır. Sivil alanda düşünce üreten bir kuruluş olarak organize, yapılanmış, düşünce üretmenin zeminini sağlamış ve artık içeriğe odaklanmış bir kurum diye formüle edebiliriz...
Nihat Erdoğmuş
İLKE ne yapmak istiyor? Bir kere biz sivil alanda faaliyetler yürütüyoruz. Bu sivil alanda faaliyet yürütürken gönüllülüğü, hayır odaklılığı kaybetmek istemiyoruz. Gönüllülük temel. Bu var olmaya devam etmeli. Sistematik, üretken bir şekilde, organize bir şekilde, sürdürülebilir bir şekilde faaliyetlerimizi sivil düşünce kuruluşu olarak sürdürmek istiyoruz. Biraz o tarafa doğru. Özellikle sivil düşünce kuruluşunun altını çizmek istiyorum. Beslendiği yerin ve durduğu yerin sivil alan olması ve oradan toplumsal dinamikleri gözeterek, değer sistemini gözeterek üretim yapmasını önemseyen bir topluluğuz. Dolayısıyla gelecek yıllarda İLKE’nin biraz odaklanacağı konu bu olacaktır. Sivil alanda düşünce üreten bir kuruluş olarak organize, yapılanmış, düşünce üretmenin zeminini sağlamış ve artık içeriğe odaklanmış bir kurum diye formüle edebiliriz...
Nihat Erdoğmuş
İLKE camiasının temel vasıflarından birisi de veren el olmasıdır. Yani birileri talep etmeksizin vermeye, bu anlamda kendisini adamış, bu adamaya uygun ameli, sürekliliği sağlayan, sahih ameli sağlayan bir bakış açısı ve süreklilikle İLKE camiası bu çalışmaları yapıyor. İçinde bulunduğumuz bu yolu yürüdüğümüz arkadaşlarla olan yolculuğumuza baktığımızda hep bir şekliyle oluşturmuş ve bir şekliyle birileriyle paylaştığımız bir süreç var. Bir şeyleri verdiğimiz süreç var. Buna baktığım zaman ben bunu çok önemli görüyorum.
Bir noktadan sonra eğer biriktirme hastalığına, kendinde tutma hastalığına belli ölçüde kapıldığında o hastalık bir müddet sonra insanı kuşatıyor. Ve bu biriktirmeyi illa parasal anlamda anlamıyoruz. İlmi kendinde biriktiriyor, emeği kendinde biriktiriyor, tecrübeyi biriktiriyor, parayı biriktiriyor ve kendinde tutuyor. Ve tuttuğu şey kendisiyle beraber aslında ahirete intikal ediyor. İşte biz, içinde bulunduğumuz camia kendisiyle beraber intikal ettirmeme anlayışında olan ve bunu belli ölçüde hayatında gösteren bir camia. O açıdan bakıldığında ben buna hamd ediyorum, şükrediyorum...
Hüseyin Akkuş
Şu anda yaptığımız bir sürü şeyi amatör olarak, normal olarak yine yapıyorduk. Biz gene yardımlarda bulunuyorduk. Daha sonra dedik ki, bunu da biz dernek haline getirelim ve Gönül Kuşağı Derneği’ni kurduk. 2000 yılında 2010 yılına kadar, on yıl bu faaliyetlerde bulunduk. Gönül Kuşağı Derneği bir yıl boyunca ailelere yetecek kadar kuru gıda yardımı yapan bir dernekti. Son yılda 3500 aileye sürekli bir yıl boyunca erzak veriyorduk. Tabii sonra konjonktür itibariyle, sosyal devlet faaliyetleri çoğalmaya başladı. 2010 yılından itibaren ki, belki daha da erken başlamıştı. Diğer STK’lar olsun bildiğimiz, devlet olsun baya ciddi mana da sosyal faaliyetler yapmaya başladılar. Biz de böyle olunca gönül kuşağının yerine eğitim odaklı, eğitim ağırlıklı çalışmalara başlayalım diye niyetlendik. Ve o niyetimizle zaten 2010 yılında İLKE kurulmuş oldu.
Lokman Özkara
Şu anda yaptığımız bir sürü şeyi amatör olarak, normal olarak yine yapıyorduk. Biz gene yardımlarda bulunuyorduk. Daha sonra dedik ki, bunu da biz dernek haline getirelim ve Gönül Kuşağı Derneği’ni kurduk. 2000 yılında 2010 yılına kadar, on yıl bu faaliyetlerde bulunduk. Gönül Kuşağı Derneği bir yıl boyunca ailelere yetecek kadar kuru gıda yardımı yapan bir dernekti. Son yılda 3500 aileye sürekli bir yıl boyunca erzak veriyorduk. Tabii sonra konjonktür itibariyle, sosyal devlet faaliyetleri çoğalmaya başladı. 2010 yılından itibaren ki, belki daha da erken başlamıştı. Diğer STK’lar olsun bildiğimiz, devlet olsun baya ciddi mana da sosyal faaliyetler yapmaya başladılar. Biz de böyle olunca gönül kuşağının yerine eğitim odaklı, eğitim ağırlıklı çalışmalara başlayalım diye niyetlendik. Ve o niyetimizle zaten 2010 yılında İLKE kurulmuş oldu.
Lokman Özkara
2010 yılında İLKE Vakfı'nı kurarken aynı toplantıda gönül kuşağının artık misyonunu tamamladığını, dolayısıyla bu kuruluşun faaliyetlerine son vermek gerektiğine karar verdik. Bu tabii çok ibret dolu bir şeydir. Yani Türkiye’de pek çok yapı bize benzer. Yardım kuruluşu kurarken biz çok iyi işleyen, çok parlak görülen bir yardım kuruluşumuzu kapattık. Dışardan bakıldığında bu anlaşılmayan bir şey. Fakat aslında çok önemli bir karar. İLKE’yi İLKE yapan belki de bu dinamizmdir. İLKE’yi insanlığın karşı karşıya kaldığı problemlere, sorunlara bizim kendimizi üzerine inşa ettiğimiz temel değerler, temel prensiplerden hareketle çözümler üreten, yürünecek yollar tanımlayan ve de insanları bir arada farklılıklarıyla çeşitlilikleriyle bulunmalarını sağlayan, fikirler-modeller üreten bir merkez olarak düşünüyoruz. Bütün kuruluşlarımız ve İLKE bünyesinde yer alan merkezlerimiz ve aynı zamanda vakfın ana çalışma alanı bizi buna sevk ediyor...
Lütfi Sunar
Piyasa koşulları içerisinde ticarette iş ahlakı açısından bir çok aksaklığın olduğunu bir çok problemlerin yaşandığını bizatihi yaşayarak görüyor idik. Yani biz bu gidişata bir du diye bilir miyiz piyasada iş ahlakı ilkelerini hakim kılabilir miyiz? İş ahlakını yaygınlaştırabilir miyiz? Düşüncesiyle bir arayış vardı bu arayışın temelinde İLKE Vakfı'nın oluşumunda temel mihengi noktalarından bir tanesi 1985-86’lı yıllarda Tevhid Vakfı'nın kurulmasıydı. Tevhid Vakfı kurulduğu vakit bir iktisat platformu da o dönemde grupta yer alan arkadaşlar içerisinde oluşturulmuştu. 2000’li yılları kastediyorum iktisat platformunun geliştirilmesi bir iş adamları derneğine dönüştü ve iş adamları derneğinde de o günün tüccarlarının iş adamlarının en ihtiyaç duyduğu girişimcilik ve iş ahlakı üzerine bir oluşum başlatabilir miyiz? Düşüncesiyle 2003 yılında İGİAD’ın kuruluş süreci başladı.
Ayhan Karahan
Piyasa koşulları içerisinde ticarette iş ahlakı açısından bir çok aksaklığın olduğunu bir çok problemlerin yaşandığını bizatihi yaşayarak görüyor idik. Yani biz bu gidişata bir du diye bilir miyiz piyasada iş ahlakı ilkelerini hakim kılabilir miyiz? İş ahlakını yaygınlaştırabilir miyiz? Düşüncesiyle bir arayış vardı bu arayışın temelinde İLKE Vakfı'nın oluşumunda temel mihengi noktalarından bir tanesi 1985-86’lı yıllarda Tevhid Vakfı'nın kurulmasıydı. Tevhid Vakfı kurulduğu vakit bir iktisat platformu da o dönemde grupta yer alan arkadaşlar içerisinde oluşturulmuştu. 2000’li yılları kastediyorum iktisat platformunun geliştirilmesi bir iş adamları derneğine dönüştü ve iş adamları derneğinde de o günün tüccarlarının iş adamlarının en ihtiyaç duyduğu girişimcilik ve iş ahlakı üzerine bir oluşum başlatabilir miyiz? Düşüncesiyle 2003 yılında İGİAD’ın kuruluş süreci başladı.
Ayhan Karahan
O sıkıntılı dönemlerde öğrenilen şey, üretilen şey çok daha farklı. Ve çok daha kıymete değer oluyor. Bir değeri vardı yani. Her şey çok rahat, bol ama orada bir şey var, neyse onun adı koyamazdım. O, çok daha önemliydi. Sıkıntısı vardı, cezası vardı, eziyeti vardı, tedirginliği vardı, diken üstündeydik. Ama üstüne gide gide birçok şeyi hallediyorduk ve çok da isabetli oldu. Çok verimler elde ettik, o sıkıntının getirdiğiyle. Üretim de fazla oldu yani. şu anki çalışmaların bu kadar rahat olmasının bereketi, bence o sıkıntılardan üretilen şeylerin nimetiyle sebeplenmiş olabilir.
Mehmet Çakar
Türkiye'nin geleceğinde bu bahsettiğimiz alanların her birisinde de mutlaka etkin insanlar olacaktır. Hani nasıl kim yine Allah Resulü'nün hani vücutta bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücut düzelir o bozulursa bütün vücut bozulur bu et parçası kalptir diyor. Toplumun kalbi de insan, insan düzelirse toplum düzelir dolayısıyla biz insana çalışıyoruz temelimiz insan...
Mehmet Sıddık Acarlar
Türkiye'nin geleceğinde bu bahsettiğimiz alanların her birisinde de mutlaka etkin insanlar olacaktır. Hani nasıl kim yine Allah Resulü'nün hani vücutta bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücut düzelir o bozulursa bütün vücut bozulur bu et parçası kalptir diyor. Toplumun kalbi de insan, insan düzelirse toplum düzelir dolayısıyla biz insana çalışıyoruz temelimiz insan...
Mehmet Sıddık Acarlar
Temsil keyfiyeti olan bir alan üzerinde çalışma yapacaksınız, İGİAD adı altında bir dernekte. Yani bütün söylemlerinizin aslında bir karşılığı sizde, icraatta görülmesi gerekir. Bunu göstermeniz lazım. İyi bir patron olmanız lazım, iyi bir bu anlamda tedarikçiyseniz tedarikçi, eğer satıcıysanız iyi bir satıcı olmanız lazım ticari anlamda. Birçok örneği sizin koymanız lazım ortaya. Bu biraz zorlayan kısmıydı aslında. Ama bütün bunlar neticede o zorluklarla beraber her zorluğun arkasında hiç kuşkusuz bir kolaylık vardır düsturundan hareketle, hamdolsun Allahu Teala iyi bir fırsat verdi bize. Çünkü bize bir sevap kapısı açtı. Ben hep öyle bakıyorum...
Şükrü Alkan